
“Golem”, Yahudi folklorunda bir yaratıktır, şekilsiz maddeden (genellikle çamur veya kil) yaratılmış yapay bir varlıktır. Folklorik gelenekte golemler genellikle oldukça metaforiktir.
Szulkin’in Golem’i, özellikle Gustav Meyrink’in 1914’te yayınlanan “The Golem” adlı eserine dayanmaktadır. Golem folklorunun bu versiyonu, belki de hikayenin en ünlü yinelemesi olan Prag gettosu goleminin bir uyarlamasıdır. Prag versiyonunun 16. yüzyıldaki gerçek olaylara dayandığı iddia edilmektedir.
Szulkin’in Golem’i Meyrink’in romanının olay örgüsüne oldukça yakın bir şekilde uyuyor. Ve belki de daha önemlisi, “Frankenstein”dan “Re-Animator”’a ve Tanrı’nın hayat veren güçlerini geliştiren insanlar için korkunç sonuçlar konusunda uyaran “The Terminator”a kadar belirli bir edebi gelenekle uyuşuyor. Szulkin’in buradaki akıllıca fikri, golem formülünü tersine çevirmek, düşünmeyen, hissetmeyen canavar golem değil yerine ona bu özellikler atfeden topluma bu rolü yüklemek yani asıl probleme ışık tutmak.
Golem’in kahramanı Pernat, bilim insanları onun etrafında gezinirken ve durumunu tartışırken bir tür doğum masasında tanıtılır. Müzikte coşkulu bir askeri yürüyüşe ayarlanmış bir nükleer patlamanın stok görüntüleri gösterilir ve ara yazılar kasvetli arka plan hikayesini ortaya koyar. Nükleer patlamadan 41 yıl sonra insanlık yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yapay adamlar söylentileri vardır, insanlığı geliştirmek için “Yeni Bir Adem” inşa etme çabası.
Sonra, yeni yaratılan Pernat’ın her nasılsa bir polis sorgu odasına geçiyoruz. Bir dedektif onu sorgular ve ifadeler imzalattırır – Yan komşusu Wassory adında bir göz doktorunu tanıyıp tanımadığını sorarlar. Çünkü doktor, Pernat’ın hemen yanında yaşıyordu, ancak boğazına saplanan bir keski ile ölü bulunur. Kaderin cilvesi olarak Pernat’da bir gravürcüdür ve keski onun mesleği için mühim bir araçtır. Pernat işbirliği yapmak istese de, komşularına veya sorgulamadan önceki hayatına dair hiçbir anısı yok. Film boyunca, Pernat’ın kendisini keşfetme hikayesine ortak oluyoruz. Bilim insanlarından ikisi, açılış sahnesinde Pernat’ın “doğum”dan sonra gitmesine izin verdikleri için üstleri tarafından azarlanıyor. Üstleri “prototip” hakkında soru soruyor ve bilim insanları ona “her şey yolunda” “bir şeyler ters giderse tasfiye ederiz.” diye güvence veriyorlar. Peki bu “prototip” Pernat kimdir? Açıkcası bunun bir önemi yok. Bir mahkum ya da sıradan bir fırıncı olabilir.
Bundan, az önce tanıştığımız Pernat’ın, muhtemelen komşusunu bir keskiyle öldüren “prototip” adlı farklı bir adamın yapay bir kopyası olduğunu anlıyoruz. Golem Pernat, prototip Pernat’ın yerini gizlice alacaktı, ancak kendi kafa karıştırıcı yolculuğunda olaylar kontrolden çıktı. Film boyunca bu kararı vermemize yardımcı olan daha ince ayrımlar veriliyor, ancak gözünüzü kırptığınızda bunların çoğunu kaçıracaksınız. Konunun çoğu, kimlik etiketleri ve kağıtlarıyla ilgili bir karışıklık etrafında dönüyor. Polis karakolundan ayrılırken eşyalarını karakol deposundan almaya çalışır, ancak başka bir adamın şapkasını ve paltosunu alır. Bina müdürü kimliğini görmek ister, ancak bulamaz ve onu aramak için polis karakoluna döndüğünde dedektif ona zor zamanlar yaşatır. “En son buraya geldiğinizde farklı bir adınız vardı. Ve şimdi Pernat adına bir kart mı istiyorsunuz? Saatlerce konuştuk ama yapıcı bir sonuca varamadık. Korkarım ki adınız yaşayanlar veya ölüler sicilinde yok” der. Pernat umutsuz. “Kimlik kartım olmalı. Kimlik kartım olmadan ben var olamam.”
Bütün bunlardan ne çıkarmalıyız? Pernat’ın “Yeni Adem” olarak doğuşundan çıkarabileceğimiz bir alt metinsel çıkarım, filmin Polonya’daki Komünist deneyi yorumladığıdır. Komünizm Polonya’ya devrim ve halkın iradesiyle değil, ulusun devrim sonrası Sovyetler Birliği’nin yörüngesine çekilmesiyle geldi. Prototip Pernat görünüşe göre komşusunu öldürdü ve daha sonra kaçırılıp “Yeni Adem”, golem Pernat olarak yeniden şekillendirildi. Benzer şekilde Polonya, Holokost’un sahnelenme alanıydı ve vatandaşlarının çoğu, kurtarılıp II. Dünya Savaşı’nın galipleri Sovyetler Birliği’nin komünist uydusu haline gelmeden önce altı milyon Yahudi’nin öldürülmesinde suç ortağıydı. Komünizm daha sonra kendi kendine organik olarak filizlenmek yerine yapay olarak mevcut topluma empoze edilmeye çalışıldı. Polonya toplumundaki bu değişim sadece ideolojik değildi; milyonlarca Polonyalı, kaybedilen doğu topraklarından neredeyse bir gecede ilhak edilen Alman topraklarına zorla yerleştirildi. Ancak insan mizacı böylesi ani bir yeniden programlamaya dayanabilir mi? Filmdeki bilim insanları, Pernat deneyine dair, kaydedilmiş video görüşmeleri biçiminde tekrarlayan kesitlerle yorumlarda bulunurlar: “Daha iyi ve daha dayanıklı yeni bir insan türü yaratacaktık. Pernat ideale yaklaşıyor… onu bir test örneği olarak görebiliriz.” De-Stalinizasyon süreciyle başlayarak, Polonya vatandaşları Komünist yönetimlerine karşı isyan etmeye, pratikte sadece otokratik yönetim için bir sis perdesi olan teorik “kolektif iyilik” kavramına direnmeye başladılar. Pernat maruz kaldığı çeşitli baskılar altında çökmeye başladığında, bilim insanları yine şu yorumu yaparlar: “Onun gibi bireycilerden oluşan bir toplum mahkûmdur. Sadece parçalanabilir… onun etkinliği artıyor. Farkındalığındaki herhangi bir artış onu isyan ettirecektir.”
Pernat, düşünmeyen ve hissetmeyen bir toplumda düşünen ve hisseden yapay bir varlıktır: o, tersine bir golemdir. İnsan makineleştirilmiş ve insanlık canavarlaşmıştır. Peki Pernat’ın insanlığı bu saldırıya ne kadar dayanabilir? Film boyunca Pernat, komşuları uğruna sürekli olarak iyi işler yapmaya, nazik ve anlayışlı olmaya çalışır ve fakat karşılığında çoğunlukla zulüm görür. Miriam’ın babası Pernat’ı “içi boş bir kil kabuğu” olmakla, “içeride saman”dan başka bir şey olmamakla suçlar. Pernat, Miriam’ın babasının kendisi için çok önemli olan bir kitap için paraya ihtiyacı olduğunu anladığında, ona parayı ödünç vermeyi teklif eder. Miriam’ın babası şaşkına döner ve ilk başta Miriam’ın onun çıkarı için fahişelik yaptığını varsayar. “Günümüzde kim borç veriyor?” Pernat omuz silker. “Kızın bunun senin için çok şey ifade ettiğini söyledi.” Pernat’ın apartman yöneticisi Holtrum, sürekli olarak ondan iyilikler ister. Pernat’ın devasa bir fırını taşımasına ihtiyacı vardır, Pernat’ın kol saatini tamir etmesini ister, çatıdaki bir güvercin sorununu çözmek için Pernat’ın dairesine zehirli haplar bırakır. Film boyunca, ilişkilerindeki karşılıklı hayal kırıklıklarının üstesinden gelemeyen biyolojik ebeveyn/çocuk ilişkilerine dair örnekler vardır. Holtrum’un bir oğlu ve bir kızı vardır. Oğlu bir delidir ve deliliği, kendi kanından bir şişeyi babasına geri vererek biyolojik soyundan kurtulma girişimlerinde doruk noktasına ulaşır. Holtrum’un kızı Rozyna, Holtrum’un Pernat’a olan nefretini açıklamaya çalışır: “Seni iyiliğin için hor görüyor. Özlediği şaheserler yerine benim gibileri doğuruyor.” Miriam ve babası daha az yozlaşmışlardır, ancak Miriam sonunda Pernat’ın dehşetine rağmen bir cinsel suçta öldürülür. Apartmana geri döndüğünde Rozyna’nın Miriam’ın bebek koleksiyonuyla oynadığını görür, fahişe bakirenin yerini almıştır ve öfkeyle bebeklerden birinin kafasını ezer.
Sonuç olarak, film Pernat’ın bireysel fedakarlığının yozlaşmış toplumunun baskılarına dayanamayacağı gibi pek de ince olmayan bir sonuca varıyor. Pernat, polis karakolundaki ilk sorgusu sırasında raydan çıkarılıyor ve eşyalarını bir kimlik etiketi (GZ-565) ile karakol deposundan almaya çalıştığında, asık suratlı bir memur tarafından yanlış ceket ve şapka veriliyor. Pernat apartmanına döndüğünde, koridorun karşısındaki daire (muhtemelen öldürülen Dr. Wassory’nin dairesi) tahtalarla kapatılmış. Kapalı dairenin eşiğinde gölgeli bir figürle karşılaşıyor. “Seni bekliyordum.” diye mırıldanıyor figür karanlıkta. “Telaşlanma. Sana bir şey getirdim.” Kapının gölgelerinden uzanan bir el ona bir şey teklif ediyor… Pernat, kabul etmemesi gerektiğini söyleyerek reddediyor. Filmin sonunda, Pernat’ın, belki de salonda gölgeli bir figürün yeniden belirmesiyle tetiklenen bir dönüşüm yaşadığı anlaşılıyor; figür Pernat’a doğru ceketini ve şapkasını uzatıyor. Deneyin yöneticisi “Pernat’tan hala bir insan yapılabilir” diye düşünüyor. zalim yönetici Holtrum aniden boğazında bir keskiyle öldürüldüğünde işler değişiyor. Bir kez daha sorguya çekilen Pernat, ilk turdaki kadar kolay sindirilemiyor. Serbest bırakıldığında eşyalarını depodan topluyor, ancak dinamik değişmiş durumda. Memur daha önceki hata için özür diler ve Pernat doğru palto ve şapkayı isteyecek cesareti bulur. Apartmanına bir kez daha döndüğünde dairesinin talan edildiğini ve farelerle dolu olduğunu görür. Fareleri koridorun karşısındaki tahtalarla kapatılmış daireye kadar takip eder ve Holtrum’un fırınını bulduğu kapıyı tekmeler. Fırının içinde kimliği belirsiz kömürleşmiş bir ceset vardır (ama belki de golemle değiştirilen prototip Pernat’tır?) ve ağzına GZ-565 kimlik etiketini yerleştirir. Dışarı çıkar ve film boyunca ara sıra görünen, sürekli dağınık ama şimdi uyum içinde yürüyen bir askeri bando takımına katılır. Jenerik akar ve Pernat resmi bir açıklama yaparak hükümet yetkilisi bir pozisyonda gösterilir. “Emin olun! İftira dolu fısıltılara, yalanlara ve kocakarı masallarına kanmayın!… Bu sahte hikayelerin hiçbirine inanmayın!… Nükleer sonrası insanlığın yeniden inşası programında insanlar üzerinde biyolojik deneyler yapıldığı fikri tamamen saçmalıktır, bir yalandır!… Sözüme güvenin!” Pernat’ın bu dönüştürülmüş hükümet kuklası versiyonunun elinde GZ-565 kimlik etiketi var. Buradaki öneri, golem Pernat’ın sonunda hükümet bilim adamlarının amaçladığı rolü, yani “Yeni Adam”ı gerçekleştirdiğidir.
Bunların hiçbiri tam olarak belirgin değil, hatta yüzeysel bir izleyici için oldukça kafa karıştırıcı. Ve yukarıdaki açıklamalarımda, filmin kendisinden daha tutarlı olma çabasıyla birkaç fikir ve sahneyi buraya buraya bağladım. Ek olarak, Szulkin birkaç katman yönelim bozukluğu, görsel metaforlar, semboller ve bazen akıllıca ama bazen de anlaşılmaz olan tematik süslemeler kullanıyor. Filmin başında apartman pencereleri aynı anda açılıp kapanıyor, ancak filmin sonunda hareketsiz kalıyorlar. Pernat sürekli olarak baş aşağı asılı duran bir adamın bakır gravürü üzerinde çalışırken gösteriliyor. Bir yığın televizyon ekranı canlı bir izleyici kitlesi için bir rock konseri oynatıyor ve birkaç dakika sonra Pernat konserin çekildiği sete rastlıyor. Set, izleyicisi olmayan boş bir spor salonunda ve yönetmen (Szulkin’in kendisi oynuyor) Pernat’ın kaçmış bir arka plan sanatçısı olduğunu düşünüyor. Miriam’ın babası Pernat’ı bir sinemaya götürür ve filmlere verdiği tepkiye dayanarak insan olup olmadığını kanıtlamaya çalışır. Pernat, kağıt hamurundan yapılmış bir derinin maskeden soyularak yüz ifadesinin ortaya çıkarıldığı bir tür plastik cerrahi reklamı görür. Birkaç dakika sonra Pernat sinemanın banyosunda kusar ve kabinde kendi yüzünün bir katmanını soyar. Krematoryum sobası, düzensiz askeri bando, gözlükler, takma dişler ve cep saatleri vardır. Pernat’ın talan edilmiş dairesinde zeminden çıkan bir demet buğday vardır ve bunu fırındaki kömürleşmiş cesedin göğsüne koyar. Bu görsel metaforların bazıları Polonya tarihinin açık totemleri gibi görünüyor; buğday demeti Doğu Avrupa diyetinin temel gıdalarından birini ve Polonya tarımının zorla kolektifleştirilmesini hatırlatıyor ve fırındaki vücut Nazi ölüm kamplarının korkunç makinelerini hatırlatıyor. Szulkin’in kendisi Yahudi kökenliydi ve bu temaların ve motiflerin analizinde Golem folklorunun kökenlerini göz ardı edemeyiz. Polonya’daki Yahudiliğin işkence görmüş tarihi bu hayal edilen geleceğe ağır basıyor. Tüm bunlar söylendiğinde, bu sembollerin çoğunun ardındaki niyet ve bunların eserin bütünüyle ilişkisi belirsiz.
Yön kaybı, konunun bir parçası gibi görünüyor. “Kafkaesk” bir yapı söz konusu ve Szulkin’in burada uyguladığı biçimsel tarzın uygun bir tanımlayıcısı. Szulkin’in distopyası, boğucu atmosferiyle baskıcı, yabancılaştırıcı bir kabus. Nükleer saldırıdan bu yana geçen 41 yılda, kapalı toplumunda pek bir iyileşme olmamış gibi görünüyor. Sokaklarda molozlar dağılmış ve bina içleri dökülen, soyulan yüzeylerle dolu. Sokaklar ve apartman daireleri seyrek nüfuslu ve içlerindeki insanlarda bakımsız ve yıpranmış vaziyette. Film, belki de eski golemleri biçimlendirmek için kullanılan kil malzemesini çağrıştırmak amacıyla topraksılık ve yaş hissi yaratan zengin bir bronzlukta çekilmiş.
Çözülmesi muamma bir film Golem ve bu kafa karıştırıcı halini ne kadar yorumlamaya çalışsak hep bir yetersizlik hissi bizi saracak.