
Film, cinsel uyanışını yaşayan ve annesi ve küçük kız kardeşiyle yaşadığı evi terk edip, sorunlu bir yaratıcı sanatçı olan babasının yanına taşınmak için çaresizce çabalayan 16 yaşında huzursuz bir kız olan Eva’nın hikayesini konu alıyor.Film bir coming of age hikayesi, çarpık ve bohem bir adam olan babasının figüründen etkilenen bir genç olan Eva’nın hikayesini anlatıyor.Film, babayı saldırgan ve aynı zamanda şefkatli bir adam olarak göstererek ve özellikle de genç kahramanın cinsel ilişkisini yansıtarak, politik doğruculukla flört ediyor ve hikayeye bu tür yapımlarda her zaman yaygın olmayan nüanslar ve gölgeler ekliyor.
Yönetmen Maurel, filmin aile ilişkilerinin karanlık yönlerini araştıran kişisel bir çalışma olduğunu söylüyor ve ekliyor: ”Bildiğim şeylerden, kendi hayatımdan esinlendim, ancak otobiyografik bir film değil. Aile ilişkilerinin karmaşıklıkları, şiddet hakkında yapmak istediğim bir film”
Yönetmen böylece Karayipler denince hepimizin aklına gelen egzotik, tropikal havanın yerine daha sarsıcı bir film yapmayı yeğlemiş. Eva’nın hikayesini ve deneyimlediği çoğu zaman şok edici ve rahatsız edici olayları anlatırken Maurel, ahlaki yargılardan uzak, hayatın karmaşıklığına dair dürüst bir portre sunmaya çalışıyor. Çünkü teoride hepimiz ahlaki yargılara hareket ederiz. Bütün dini öğretilerdeki günahları biliriz ama hala o günahları işlemeye devam ederiz. Gündelik yaşam ise oldukça karmaşıktır ve ahlaki normları çoğumuzun görmezden geldiği bir toplumda yaşıyoruz. İşte yönetmende bu bakış açısıyla bizlere bi anlatıyı sunuyor.
Hikaye, Daniela Martín Navarro’nun özgün bir şekilde canlandırdığı Eva’ya odaklanıyor. Eva bir yol ayrımındadır: Yakın zamanda boşanmış annesi, aile evini yenilemenin yollarını arar, ancak Eva’nın tek hayali arkaik şiddetten mustarip bir şair olan babası Palomo ile birlikte yaşamadır.
Maurel, Eva’nın gözünden baba ile kız arasındaki kırılgan ilişkinin rahatsız edici bir incelemesini sunuyor. Film, ergenliğin gelişiyle ilgili geleneklere bağlı kalmıyor, bunun yerine ergenliğin “diğer tarafında” bekleyen ıstırap ve yetersizlikleri araştırıyor. Eva, kendisi, babası ve annesi arasındaki konuşma akışında şiddetin aile içinde nasıl dile dönüştüğüne tanık oluyor.
Elektrik Düşlerim sadece bir film değil; aile ilişkileri, şiddet ve ergenlik dönemindeki kimlik arayışının derin ve rahatsız edici bir incelemesidir. Dürüst performansları ve usta yönetmenliğiyle film, algılarımıza meydan okuyor ve bizi olgunluğun ve şiddetin doğası üzerine düşünmeye davet ediyor.
Yönetmen, Eva’nın ailesinin hikayesini bir sonraki filminde sürdürmeyi planlıyor. Şu anda Eva ile annesi Anca (Vivian Rodríguez Barquero) arasındaki ilişkiye odaklanacak bir devam filmi için senaryo yazıyor.