Fancy Dance- Film İncelemesi

Scorsese’nin Killers of the Flower Moon filminden yıllar önce, Gladstone’un çıkış performansı Kelly Reichardt’ın yönettiği Certain Women adlı 2016 yapımı küçük bir filmdi.Martin Scorsese’nin destansı filmi ise Gladstone’un geniş kitlelerce tanınmasını sağladı.

Fancy Dance, Amerikan yerlisi bir film yapımcısı olan Erica Tremblay’in düşük bütçeli bir drama ve ilk uzun metraj filmi. Gerçekten de, sömürge sonrası Amerika’yı “yerli” topluluğunun bakış açısıyla incelediği nüans ve hassasiyeti açısından oldukça iyi eleştiriler alan bir film. Yönetmen Erica Tremblay’de zaten Seneca-Cayuga topluluğuna mensup bir Kızılderili olması da filmi içeriden bir gözle görmemize yardımcı oluyor.

Gladstone, hapiste zaman geçirmiş ancak şimdi Kızılderililerin yaşamak zorunda bırakıldığı “rezervasyon”daki evine dönmüş ve kız kardeşi ve yeğeniyle birlikte yaşayan Jax adlı bir kadını canlandırıyor. Reservasyon olarak adlandırılan yerler, Amerikayı sömürmek için gelen Avrupalıların kızılderilileri yaşadıkları yerlerden koparıp daha kısıtlı bir yerde yaşamak zorunda bıraktığı yerlerdir. Özellikle Yuki Soykırımı üzerine çalışan Yale Üniversitesi’nden tarihçi Benjamin Madley Kızılderililerin doğal hayatlarından koparılıp kapatıldıkları bu rezervasyonları “etnik gulaglar” olarak nitelendirmiştir.

Fancy Dance açılış sekansında, Jax’ın kız kardeşi kayıptır ve topluluk onu aramaktadır . Jax’ın yeğeni Roki (Isabel DeRoy-Olson), Oklahoma’daki powwow’da düzenlenen ve farklı yerli topluluklarını bir araya getiren yıllık anne-kız dansına hazırlanıyor.

Fancy Dance, aile bağları hakkında yalın bir hikaye anlatan gerçekçi ve dokunaklı bir hikaye. Roki’nin annesinin sıkıntıları ve Jax’ında sicilinden ötürü çocuğun velayeti konusunda yine reservasyonda yaşayan beyaz bir Amerikalı aileye verilmiştir. Roki’nin annesi bir süredir kayıptır ve kolluk kuvvetlerinin kayıp bir yerli kadının vakasını önemsizleştirmesi veya Frank’in iyi niyetli karısının Roki için powwow’un önemini anlamaması Amerikan yerlilerinin hala göz ardı edildiğini bizlere bariz bir şekilde gösterir. Fancy Dance’in en ilgi çekici yanı, Roki’nin büyüme hikayesinin annesinin kaybolması etrafında dönen gizemli anlatıyla nüanslı bir şekilde iç içe geçmesidir. Bu şekilde, film, Amerika’nın sömürgecilik geçmişi , bunun sonucunda yerli halkın marjinalleştirilmesi ve başarısız adalet sisteminin bir suçlaması olduğu kadar bir umut ve topluluk hikayesi gibi de hissettiriyor .

Kayıp ve Öldürülen Yerli Kadınlar ,Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Latin Amerika’da devam eden bir salgındır. Native Women’s Wilderness’a göre , Yerli kadınlar, kızlar ve diğer tüm etnik kökenlerden orantısız bir şekilde daha yüksek oranda cinayet ve cinsel veya fiziksel şiddet mağduru oluyor. Dahası, soruşturma süreci, aralarında iletişim ve yargı yetkisinin de bulunduğu birçok sistemsel sorun nedeniyle daha fazla engel görüyor ve bu da daha az sayıda vakanın düzgün bir şekilde raporlanmasıyla sonuçlanıyor.

Fancy Dance, konularını biraz fazla vurgulayarak anlatma eğiliminde olsa da , Gladstone ve Deroy-Olson ikisi de olağanüstü bir performans sergiliyor, ikilinin arasındaki uyum ise muazzam.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *